aydınlanma sonrası
...aydınlandık iyi güzel, peki ya şimdi?
Uyandınız tebrikler!
Para ve bankacılık sisteminin yalan olduğunu, politikanın iç yüzünü, örgün eğitimin kurumsal dünyaya köle yetiştiren bir torna tezgahı olduğunu fark ettiniz.
Birey olarak kendinize ait olduğuna inandığınız temel inanç sisteminin bir dayatmadan ibaret olduğunu, ailenizin de bunu nesiller boyu -size aktarıldığı gibi- kendi ailesinden bilinçsizce aldığını anladınız.
Kadın - erkek ilişkilerinden müesseselere; evlilik, arkadaşlık, ortaklık, çalışma hayatı gibi uzayan bir listenin içinde kendiniz yarattığınızı sandığınız her yapının aslında öğrenilmiş kalıplar üzerine inşa edilmiş halde bilinç altınıza teslim edildiğini sizin sadece mobilya kurulumu yapar gibi birleştirdiğinizi ve yine sınırlı sayıdaki seçenek arasından renklerine karar verip özgün olmayı iddia ettiğinizi gördünüz.
Matrix filmindeki gibi bir uyanma anı yaşamasanız da dünya zaten başınıza geçiyordu siz hayatta kalmayı başarırken bütün yanılsama -ilüzyon- tüm çarpıklığı ve kurmacalığı ile karşınızda durmaya başladı. Baktığınız her yerde gördüğünüz yalanlar ve yalanlara inanmaya devam edip kötü rüyalarından uyanmamak için sıkı sıkıya gözlerini kapatan insanlarla çevriliyken etrafınız birden bir huzur hasıl oldu. Sizin gibilerin de olduğunu gördünüz, bir umut sonradan herkesin neden dalga geçtiğini anlamanıza neden olan “kişisel gelişim” ekollerinden bir ya da birkaçını denediniz, uyguladınız. Bu aşamada yoga’dan doğal beslenmeye, reiki’den şakra’lara kadim bilgiye dayanan her saf ve özü iyi öğretinin ne kadar yozlaştırıldığını ve bir önceki uyandığınızı yanılsamalar sisteminin daha güçlüsünün burada da var olduğunu fark ettiniz. İşin acı yanı burada uyuyanlar uyurgezer gibi yarı uyanık olanlardı.Farkındalık, Buda’nın dediği gibi “her şeyi her an yeniden sorgulamaya” dayanmadan insanın, acı çekmesine neden olan temel dürtüsünü o derinliğinde teşhis etmesi mümkün olamıyor.
Bu farkındalık ile döngünün kısırlığını kırmaya yaklaştığı yere yeniden geldiniz ve döngünün çember değil spiral gibi aynı yerlerden tekrar tekrar geçerken anlayışın derinleştiğini ve her seferinde aynı şarkıyı dinleyip yeni bir şey anlayabildiğiniz gördünüz.
Aydınlanmanın ve uyanmanın bir ömür uykudan sonra yapılan en son şey olsa da o geride kalan ömrün son ân’ı olarak aslında sonsuz şimdi’nin bir başlangıcı olduğunu kabul etmeniz gerektiğini ve asıl işin şimdi başladığını ve ayağa kalkmanın uyanabilmekten çok daha büyük bir güç gerektirdiğini anlamak için doğru yer ve zamandasınız.
“Tamam, uyandım. Peki şimdi ne olacak?” diye bir düşünceniz varsa okumaya devam edin:
Tanıdığınız en iyi insan olana dek kendinizi geliştirip dünyayı yaşamak isteyeceğiniz kadar iyi bir yer haline getirene dek çalışmayı seçebilirsiniz.
Herkesi ve herşeyi kendi yarattıkları gerçeklikleri içinde kabul edip bir önceki aşamayı ve onu yaratan “ortak zihni” daha derin anlamaya çalışabilirsiniz.
Pek çok aramızdan ayrılan gibi görevinizin sona erdiği hissi ile veda edebilirsiniz.
Ancak ne yaparsanız yapın yeniden uyuyamazsınız…
Hangi sisteme inanıyorsanız inanın, unutmayın ki o da bir SİSTEM ve sistemlerin geçerliliği bir yenisi gelene dek sürer. Sistemler kuran bir düzen içinde, yaratılanlarla oynamak ya da oyunu aşıp kaynak kodun paradigmasına dahil olmak arasında hangisini seçeceğiniz size bağlı.
İçinizdeki hüzün, durgun bir huzura dönüşmeden; karanlık yanınızı, aslında varlığını korumaya çalışan bir güdünün dönüşmüş hali olarak kabul edip aşmadan duyular ve duygulara kapılmak hatta onlardan medet ummak son derece doğal.
Bizi özel kılan da zaten bu duyu ve duyguların ortaya koyduklarından fazlasını ve ÖTE’sini anlamlandırabilme yeteneğimiz. Orayı buraya taşımak, ÖTE’yi burası kılmak -eğer kabul ederseniz- yeni göreviniz. Bu görevi yerine getirebilmenin temel koşulu önce kendimizi anlamak. Kendini bilmek herşeyin temelindeki en yüce bilgelik olsa da kendimizi bilme sürecinde kullandığımız dili yeniden kurgulamak ve önceki hayatların yarattığı kalıplar ve yanılsamalardan arınmış halde yeni ve taze bir ruh - zihin - beden bağı kurmak gerekiyor. Hepimiz zaten bunu yapabilecek en doğru kişiler olduğumuz için buradayız.
Ol’duğunu bilenin inanmaya ihtiyacı kalmaz.
Teşekkürler...